Good People of vitruta: Moshe Aelyon
Good People of vitruta’nın yeni üyesi Moshe Aelyon kendisine yönlendirdiğimiz soruları cevapladı.
Moshe biz seni çok iyi tanıyoruz ama Good People of vitruta’yı takip edenlere tanıtalım. Moshe Aelyon kimdir? Nasıl başladı, nasıl devam ediyor?
Galatasaray Lisesi’nin ardından üniversite için gittiğim Amerika Birleşik Devletleri’nde tam 35 sene yaşadım. Moda sektörüyle çalışma hayatına adım attım, pek çok ünlü marka ile çalıştım. Hatta kendi markamı çıkardım. Fakat yedi senenin sonunda davet ve organizasyon sektörüne geçmeye karar verip kendi firmamı kurdum. Çok keyif aldığım davet ve organizasyon sektöründe ise genelde lüks segmentte kaldım. Çok gözde etkinlikleri, çok nezih bir çevrede gerçekleştirmenin avantajını yaşadım. 20 seneyi aşkın süredir deneyim odaklı misafirperverlik özelinde yaşam tarzı olan markalara danışmanlık veriyorum. Bu noktada da takipçilerim benim yaşam tarzımı da merak ettikleri için günlük hayatımı belgelemeye çalışıyor ve sosyal medyayı bir nevi günlük gibi kullanıyorum.
Düzenli takip ettiğin bir Youtube kanalı ya da podcast var mı?
Armağan Çağlayan’ın kendi kanalında konuklarıyla birebir sohbet ettiği programı çok beğeniyorum. Çok doğru sorular, çok gerçek hikayelere sahip kişilere çok samimi şekilde yönlendiriliyor.
Podcast olarak Nilay Örnek’in Nasıl Olunur’u harika. Çok yürüyen ve yürürken de mutlaka podcast dinleyen biri olarak aynı zamanda arkadaşım olan Nilay Örnek’in en düzenli dinleyicilerinden biri olduğumu söyleyebilirim.
Bu aralar izlediğin bir dizi var mı?
Şu ara izlediğim ve çok keyif aldığım dizi New Amsterdam. Dizi bir hastanede geçiyor ve her doktorun hayatını, onların tek tek kişiliğini inceleyerek ele alıyor. Yine insan hikayeleri aslında; zaten genelde biyografi sevgim de insan hayatlarına ve hikayelere olan ilgimden kaynaklanıyor.
İstanbul’da en beğendiğin restoranları da oldukça merak ediyoruz.
Danışmanlık verdiğim firmaların çoğu yeme-içme sektöründe olduğu için hem çok gezmek hem sürekli takipte olmak işimin doğasında var. Bu sebeple aslında sektördeki pek çok insanı tanıyorum. En çok gittiğim, zaman geçirdiğim restoranları sayarken de sanırım ilk önce Aheste’yi sayabilirim; evim gibi gerçekten. Bunun yanında yine Pera’daki Mabou da en sık gittiğim yerlerden biri. Geçtiğimiz aylarda açılan Galatasaray’daki Hodan yine kısa sürede çok beğendiğim ve sıkça gittiğim yerlerden biri haline geldi. Beyoğlu dışından bir yer de eklemek gerekirse İstanbul’un en iyi şeflerinden biri olduğunu düşündüğüm arkadaşım Fatih Tutak’ın TURK’ünü söyleyebilirim.
Son olarak vitruta’da en beğendiğin 5 markayı öğrenebilir miyiz?