Good People of vitruta: Deniz Cınbıl
Good People of vitruta'nın yeni üyesi Deniz Cınbıl! Deniz'le bir başka Good People of vitruta üyesi Selin Tahtakılıç aracılığıyla Tavern'deki yılbaşı partimizde tanıştık. Daha sonra Soho House'da, Comedus'ta, Pera bölgesinde sürekli karşılaşıp zaman geçirdiğimiz Deniz'le bu kez vitruta mağazasında buluştuk ve hafif yağmurlu bir Pera gününde çok keyifli bir sohbet gerçekleştirip, çekim yaptık. Sizlerin de keyif alması dileğiyle.
Deniz Good People'a hoş geldin! Önce klasik soruyla başlayalım: Deniz Cınbıl kimdir? Nasıl başladı, nasıl devam ediyor, neler yapıyor?
Hoşbuldum! Multidisipliner bir tasarımcıyım. Ağırlıkla moda alanında unisex/street wear ve product design üzerinde ilerliyorum. Aslında beni çok heyecanlandıran product design üzerinden home goods alanında kurduğum markam Abnormal Objects zamanımın büyük bir kısmını alıyor. :)
Istanbul’da doğdum. Dört yaşında, ailemle birlikte Washington D.C’ye taşındık ve liseyi bitirene kadar Amerika’da yaşadım. Müzisyen ve çok yönlü bir sanatçı olan babamdan dolayı sanat ve yaratıcılık dolu bir ev içersinde büyüyerek çocukluğumdan beri kendimi çizimle ifade ederken buldum. Lisede karanlık oda dersleri ile analog dünyasını keşfettim. Zamanla bağımı kopardığım bu dilin gelecekte mesleğime dönüşeceğinin hiç farkında degildim.
Amerika yıllarının ardından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Moda Tasarımı bölümünü kazandıktan sonra istanbul’a taşındım. Üniversitenin ilk yıllarında Rotterdam Willem De Kooning Academy’de bir dönem eğitim aldım ve Hollanda’da geçirdiğim bu dönem bana çok şey kattı. Sanırım Amerika, Hollanda ve Türkiye gibi farklı bakış açıları olan 3 ülkede edinilen farklı deneyimler sanatsal anlamda kimliğimin oluşmasında büyük rol oynadı.
Üniversite yıllarımda Les Benjamins’de iş hayatına ilk adımlarımı attım, ardından da freelance tasarımcı olarak çalışmaya başladım. Eğitim hayatım boyunca, farklı markalar için tasarımcı/creative director ve analog fotoğrafçı olarak çalışarak markamı oluşturma sürecinde bana çok katkısı olan bence çok değerli tecrübeler kazandım. Son senelerde ağırlıklı olarak Abnormal Objects’e odaklanırken bir yandan freelance çalışmaya devam ediyorum.
Deniz'in bir günü nasıl geçer peki, ben aşağı yukarı biliyorum artık ama nasıl cevaplarsın bu soruyu? :)
Yaz ve kış rutinimin çok farklı olduğunu iyice hissettiğim bir dönemdeyim. İtiraf ediyorum ben bir yaz çocuğuyum! :) Bu kış da her zamanki gibi yazın ozlemini duyuyorum ama bu sene üretebileceğim bir alanım olduğu icin çok daha mutlu hissediyorum. Şu anki kış rutinimde günlerim sabah uyanıp evde sabah kahvesi ve biraz yoganın ardından vapurla karşıya geçip Karaköy’de ki stüdyomda işime yoğunlaşarak geçiyor ve sosyalleşmek istediğim günler stüdyodaki çalışma saatlerimin ardından arkadaşlarımla Pera’da şarap ve sonrasında Çukurcuma’da kendimi buluyorum.
Abnormal Objects nasıl hayata geçti?
Bauhaus ekolünün etkilerinden hep çok esinlenmiştim. Mobilya, vintage objeler ve tasarım ev ürünleri hep ilgimi çekmiştir. Ailem de aslında bu konuda beni çok etkiledi. Fark etmeden çocukluğum boyunca Amerika’da antikacılardan, ikinci el dükkanlardan çok değişik parçalar bulunurdu; evimizdeki her şey çok özgündü.
Abnormal Objects ihtiyaca yönelik bir proje olarak çıktı. Günümüze Bauhaus etkilerini taşıyarak minimalist, özgün, sürdürülebilir ve fonksiyonel ev ürünleri tasarlama fikri beni çok motive etti.
İçimizdeki abnormal yönlerimizi farklı alanlarımıza ve evimize yansıtabilmek, kişinin abnormal benliğini ortaya çıkarmayı amaçlayan multidisipliner bir marka olarak ilerliyoruz.
Sana tasarımlarını yaparken neler ilham veriyor peki?
Birçok şeyden ilham alıyorum. Bakış açımız değiştikçe ilham aldığımız şeyler de değişebiliyor. Gezdiğim farlı ülkeler, şehirler, izlediğim filmler, sergiler, bu süreçlerde hissettiğim duygular büyük ilham kaynağı oluyor benim için. Tasarıma yoğunlaştığım dönem duygularıma da yoğunlaşıyorum.
İstanbul'da en çok nerelerde zaman geçirmeyi, hangi mekanlara gitmeyi seviyorsun?
Stüdyo çıkışında Pera’da Comedus, Çukurcuma’da Ziba, eve dönerken Kadıköy’de Dün’de aksam yemeği, yazın ağırlıkla kaykay sonrası Kalamış’ta Boter’de kahve içmek veya Nane’de akşam yemeği ve tabii ki şarap!
Son zamanlarda en çok neler izleyip, okuyup, dinliyorsun?
Tekrar Engin Geçtan’dan İnsan Olmak’ı okuyorum ve her seferinde farklı nüanslarda kendi hayatımdaki yansımalarını görebiliyorum. Hiç bitmeyen film listemi kışın eritmeye çalışıyorum. Son zamanlarda izleyip etkilendiğim filmler Sick of Myself, One Fine Morning ve Kurak Günler oldu.
Bu aralar dinlediğim şarkılardan oluşan playlistim: https://open.spotify.com/playlist/26BI8Lp6EjR399IJMy3Mbc?si=7cf5e6048e9248f8
vitruta'da en sevdiğin 3 marka?
Çok vardı, çekim esnasında listeme birkaç tane daha eklendi! Favorilerim Rains, Carhartt WIP ve Dickies diyebilirim. :)
Deniz Cınbıl'ın çekimde kullandığı ve seçtiği ürünler için buraya tıklayabilirsiniz.