Good People of vitruta: Deniz Avşar
vitruta’nın Pera’daki yeni mağazasını açarken alt katı için hayallerimizden biri sergiler düzenleyerek sanatçıları ağırlamaktı. Bu güzel hayali Deniz Avşar’la bir sohbetimiz sırasında paylaşınca ardı ardına gelen fikirlerin ardından kendimizi vitruta Space’teki ilk etkinlik olacak Deniz Avşar’ın Atölyesi’ni planlarken bulduk. Oldukça güzel geçen etkinliğin ardından Deniz iki ay kadar Tanzanya’ya gitti ve döner dönmez güneşli bir Eylül günü Deniz’in Cihangir’deki evine konuk olduk ve harika bir sohbet gerçekleştirdik. Keyifli okumalar!
Deniz Good People of vitruta’ya hoş geldin! Klasik sorumuzla başlıyorum; Deniz Avşar kimdir? Nasıl başladı, nasıl devam ediyor, neler yapıyor?
10 Mart 1990 Hamburg, Almanya doğumluyum ve orada büyüdüm. 20 yaşında tatile geldiğim Türkiye’de ani bir kararla yaşamaya karar verdim ve Türkiye’ye taşındım. İlk zamanlar zor olsa da bir şekilde buraya alıştım ve kalmaya karar verdim. İş hayatında çok yoğun çalışarak geçirdiğim yılların ardından her şeyi bırakıp resme yöneldim ve yaklaşık 6 senedir sadece resim yapıyorum. Yaptığım işe de gerçekten büyük bir aşk ile bağlıyım.
Senin resimlerinin yeri çok özel bizim için. Nelerden ilham alıyorsun? Farklı serilerin var çünkü aslında resimlerin arasında.
Öncelikle çok teşekkür ederim, bunu duymak beni mutlu ediyor. İlham bana göre hayatta her detayda yakalayabileceğimiz bir şey. Bir koku, bir ses, farklı ortamlar ve insanlar; her şeyden ilham alabiliyorum. Ruh halime göre de değişiyor tabii ki. İlham aldığım sanatçılar da var tabii ki. Amedeo Clemente Modigliani’nın "Ruhunu görebildiğimde, gözlerini de çizeceğim" sözü beni gerçekten derinden etkileyen ve sanatıma yön veren sözlerden biri.
Bir taraftan senin ilk sergin, vitruta Space'in ilk ev sahipliğini yaptığı sergi oldu. Sergi günlerini bize anlatmak ister misin? Neler hissettin?
İlk sergimdi ve ilk serginin hissettirdiği tüm duyguları yaşadığım, çok özel bir haftaydı. Sevdiğim herkesin orada olduğu o çok özel beş günde vitruta ekibiyle de çok keyifli zaman geçirme şansı edindim. vitruta bana özgür bir alan yarattı ve kendimi gerçekten çok rahat hissettim. Benim için vitruta’nın yeri her zaman çok özel kalacak, bana hayal ettiğimden bile güzel beş gün yaşattıkları için.
Bizi tanıştıran ve bugün de stylistliğini yapan Melis Güven'i de anmadan geçmeyelim bence bu röportajda. Neler söylemek istersin Melis için? :)
Melis benim için çok özel biri! Hem çok iyi bir dost -hatta aile diyebildiğim- hem de ilham aldığım insanlardan biri. Buradan kendisine iletmiş olayım. :)
Kanken'inin yıllanmışlığına bayıldık gerçekten. Kaç senelik bir Kanken bu ve nereden aldın? Hikayesini aşırı merak ediyoruz!
Kanken’imi 13 sene önce Hambug’ta almıştım, hala kullanıyorum ve birlikte yaşlanıyoruz. Senelerdir onlarca ülke gezdik birlikte, gezmeye de devam edeceğiz.
Neler yapıyor peki Deniz Avşar İstanbul'da, en çok nerelerde gezip, nerelerde zaman geçiriyor?
Mahallemden, Beyoğlu’ndan; hatta evimden, atölyemden ayrılmayan biriyim. Atölyede uzun zaman geçirmeyi çok seviyorum. Beyoğlu bölgesinde sevdiklerimle zaman geçirip, köpeğimle uzun yürüyüşler yapmayı ve sakinliği çok seviyorum.
Son olarak Vitruta'da en sevdiğin 3 markayı öğrenebilir miyiz?
Carhartt WIP, Fjällräven ve Rains en çok sevdiğim ve kullandığım markalar. Hepsine ayrı bir zaafım var.
Stylingini Melis Güven'in yaptığı, Deniz Avşar’ın çekimde kullandığı ve seçtiği ürünler için buraya tıklayabilirsiniz.