Good People of vitruta: Roksan Sarfati
Roksan Sarfati, Good People of vitruta’nın 25. üyesi oldu. Kendisiyle bol yağmurlu bir günde buluşup, filtre kahvelerimizi içip çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Roksan’la sohbet etmek her zaman çok ilham verici; gittiği yerler, tutkuları, hobileri, heyecan duyduğu tasarımlar…
Bu sohbetin güzel yanı bu kez sizlerle de paylaşabilecek olmamız. Keyifli okumalar!
Roksan, Good People of vitruta’ya hoşgeldin! Seninle tanıştığımızda bambaşka bir rolde, kurumsal hayattaydın. Son yıllarda ise Türkiye’nin en sevilen sürdürülebilir markalarından birisinin kurucusu olarak yaptıklarını hayranlıkla takip ediyoruz.
En iyisi, en zor soruyu sorarak topu sana atayım: Roksan Sarfati kimdir? Nasıl başladı, nasıl devam ediyor?
Çok teşekkür ederim. Evet tanıştığımızda moda tasarımın ardından satın almaya atlamış biriydim. Máh-roc yan işim olarak devam ediyordu. 2019'dan beri ise full time benimle.
Ailemin işi gereği tekstil ve farklı kültürlerin içinde büyümüş biriyim. Annem İtalyan, babam Türk; Fransızca konuşulan bir ev derken seyahatler, kültürler ve tekstil hep hayatımızda oldu. 2013'te moda tasarım eğitimimi tamamladıktan sonra İtalya'dan Türkiye'ye döndüm. Sektörün önde gelen firmalarında tasarımcı olarak çalışırken hızlı moda sisteminin yanlışlarını deneyimleme sonucu Máh-roc, atılan kumaşları toplamamla başladı. Birçok farklı ülkeden topladığım kumaşlar bugün daha uzun seyahatler yapmamla ve gittiğim ülkelerde yerel kadınlarla çalışmamla devam ediyor.
Hep geri dönüştürülmüş ürünleri duyuyoruz fakat ileri dönüşüm aslında dünyamız için en yararlı ve en doğru olan yaklaşım. Peki bu süreç; kumaşları toplamak, eski malzemeleri bulmak, onları ürünlere çevirmeye çalışmak çok zorlu bir süreç değil mi?
İleri dönüşüm, malzemenin geri dönüşüme gitmesini engellemek adına yapılan hareketlerden biri. Süreç zor çünkü genel olarak tekstilin güçlü olduğu ülkelerde eğitim seviyesi ve farkındalık biraz daha düşük. Olabildiğince hızlı hareket edip atılan kumaşların çöpe veya geri dönüşüme gitmesine engel olmaya çalışıyoruz. Malzemeleri bulma zorluğu olduğumuz yer ve ülkeye göre değişiyor. Çok güzel yerlerden topladığımızı söyleyemeyeceğim :)
Kumaşları ürünlere çevirme sürecimiz başladığımız ilk senelere göre daha kolay. Biz de artık daha bilinçli ve sorumlu tasarımlar yapıyoruz.
Sri Lanka Máh-roc’un ve senin hikayene nasıl dahil oldu? Artık bir ayağın Sri Lanka’da diyebileceğimiz kadar işin bir parçası çünkü.
Sri Lanka kurumsal hayatı bırakmaya karar verdiğimde tek başıma çıktığım bir yolculuktu. Adaya vardığım andan itibaren hikayeme dahil oldu. Seyahatten döndükten sonra istifa ettim. 6 ay sonrasında ise oraya taşınmıştım. İkinci gidişimde amacım Máh-roc’u oturtmaktı. Yolda topladığım atık kumaşlar, oranın yerel kadınları ile dokumalar üzerine çalışmama evrildi. Aynı süreci devam ettirmek için önümüzdeki ay tekrar yola çıkıyorum.
İşin tasarım tarafında sana ne ilham veriyor?
Yolculuklar, atölyemizin bulunduğu Balat'ın farklı kültürleri ve özel koleksiyonlar çıkardığımız Karadeniz'in köyleri.
Máh-roc’la dolu dolu uğraşırken bir taraftan bireysel olarak nelerden besleniyorsun? Neler okuyup, neler izliyorsun; neler dinliyorsun bu aralar?
Şu anda Vandana Shiva’nın İnadına Canlı kitabını okuyorum. Bir taraftan geçtiğimiz günlerde edindiğim Monocle The Entrepreneurs’ün son sayısı da oldukça ilham verici hikayelerle dolu bir dergi gerçekten. Aynı zamanda yıllar içinde biriktirdiğim New Philosopher dergilerime de bu aralar geri döndüm. :) Ve düzenli olarak Esmiyor Podcast dinliyorum.
Bize vitruta’daki 5 favori markanı söylemek ister misin?
Tabii ki önce Máh-roc :) Aynı zamanda RAINS, Vans, Lar Studio ve Fjällräven.