Good People of vitruta: Ecem Dalmaz
Ecem Naz Dalmaz, Good People of vitruta’nın yeni üyesi! Ecem’le ilk olarak Vitruta’nın projelerinden biri için tanıştık hatta şu anki Pera mağazamızı henüz şantiye halindeyken gezdi. O günden beri Ecem’le sıkça buluşup zaman geçiriyor, çok keyifli sohbetler ediyoruz. Bu hafta ise Good People of Vitruta için bir araya geldik ve çok keyifli bir çekim yapıp, uzun zamandır yapalım dediğimiz röportajı sonunda gerçekleştirdik. Keyifle okumanız dileğiyle!
Ecem hoş geldin Good People of vitruta’ya! Öncelikle klasik sorumuzla başlayalım; Ecem Naz Dalmaz kimdir? Nasıl başladı, nasıl devam ediyor, neler yapıyor?
Multidisipliner bir sanatçıyım. Kendime özgü figürlerimi önce kağıtlar üzerinde yorumlayarak başladım, sonra tuvaller ve kumaşlar üzerine çalışarak devam ettim. Araştırmayı ve denemeyi sevdiğim için son dönemlerde handtufted tekniği kullanarak eserlerimi dokuyorum. İki yıl önce tufting machine’i keşfettim. Deneme ve uzmanlaşma dönemi geçirdim. Şimdi ise üretimimde daha çok onu kullanıyorum ama boyanın yeri bende her zaman başka tabii.
Neler ilham veriyor peki sana resimlerini yaratırken?
Figürleri genelde kabuslarımdan ve gözlemlediğim travmalardan esinlenerek yaratıyorum. Kabuslarım gerçek olduğunda insan bedeniyle hayvan bedenini sentezliyorum. Yani insanların -kendim de dahil- duygu durumlarını ve tetiklenmelerini izlemek bana ilham olabiliyor. Sadistçe geliyor kulağa ama öyle.
Bir taraftan ressam kimliğinden yola çıkarak ortaya çıkardığın bir girişim de var: Whoknowstudio. O serüveni de bizle paylaşmak ister misin?
Tabi ki! İki yıl önce tanıştım tufting machine’le ve aşık oldum. Dışardan kolay görünen aslında çok detayı olan bir teknik. Önce kendi ismimden ayırmamıştım ama sonra çok yönlü bir üretim olmaya başladı ve merak ettikçe büyüdü. Sonra Türkiye’de bu tekniği ilk -ve yıllardır- kullananın Yıldızlux markası olduğunu öğrendim ve onlarla tanıştım. Eda Anjel bu serüvenimi başlatmıştır diyebilirim. :) Onlardan çok şey öğrendim ve sonra kendi çizgimle dirsek temasında olacak şekilde whoknowstudio’yu kurdum. Şimdi proje bazlı, kişiye ve mekana özel çalışıyoruz ve mini koleksiyonlar çıkarıyoruz.
Bu arada whoknowstudio'nun parçalarından biri vitruta'nın Pera mağazasındaki yerini aldı. Ve aslında bu senin vitruta'yla tek yol kesişmen de olmayacak. :)
Evet! :) Eylül’de vitruta ile bir solo sergi projemiz var. Bakalım neler olacak, ben de merak ediyorum. vitruta gibi sanatın her alanını benimseyen ve destekleyen bir oluşumla iş birliği yapacağım için ayrıca heyecanlıyım.
Bizi neler bekliyor bu sergide, birkaç ipucu verebilir misin bize?
Çok dikkatli olmalıyım buna cevap verirken. :) Eski dönem işlerimin yanısıra yeni dönem handtufted tekniğiyle olan eserleri mekansal kurguladığım bir sergi düşünüyorum. Diğer bir ipucu; kendimize sakladığımız duygularımızla karşılaştığımız bir sergi sizleri bekliyor olabilir.
Peki incelememizi önereceğin, beğendiğin 5 sanatçıyı bizlerle paylaşmak ister misin?
İlk olarak -her ne kadar incelemesi yıllarca sürecek olsa da- Hieronymus Bosch. Ve de şu isimleri sıralayabilirim: Astrid Terrazas, Emma Larsson, Cecilia Fiona, George Rouy.
Buradan Vitruta ile bir başka kesişen alana gelelim. Genelde nasıl giyinmeyi tercih edersin? Gardrobunu nasıl oluşturuyorsun?
Zıtlıklarla dolu bir gardrobum var. :) Genelde o gün ruh halim nasılsa öyle giyiniyorum. Şık ve rahat olmayı yine de daha çok tercih ederim. Çok spor giyinen biri hiçbir zaman olmadım.
Son olarak vitruta’daki favori 3 markanı öğrenebilir miyiz?
Less, Lar Studio ve Vatka Co.